27.10.12

Sonbahar ve Halloween Öncesi


Benim en sevdigim mevsim bahar sonbahar olur ilkbhar olur aralarında seçim yapamıyorum. Agacların sonbaharda turuncu ve kırmızıya bürünmesi, ilkbaharda yeşerip çiçeklenmesi en sevdigim görüntüler.


Özellikle sonbaharın New York'a cok yakıstıgını düsünüyorum. En azından ardından gelecek cok soguk kış günlerini biraz olsun unutturuyor gibi.



Ve Halloween -cadılar bayramı- 31 Ekim, ama tabi neredeyse bir ay önesinden hazırlıklar başlıyor. Heryerde kostüm magazaları türüyor ve içeride yok yok bu yıl ayrıntılı gezdim ve inanamadım nasıl akıl edip bunları düsünmüşler diye diye.



Örümcek en hoşlanmadığım hayvan oldugu icin bu dönemde onu heryerde görmek hic hoş olmasada idare ediyorum ama bazıları o kadar gerçek gibi oluyor ki o kadar olmasada olur bence :)





Bu yıl ilginç bir şekilde Ekim ayı soguk değil bu nedenle Halloween Parade daha gidilebilir görülebilir halde bence. Geçen sene ben soğuktan dışarı çıkamazken o insanlar o incecik kıyafetlerle saatlerce nasıl yürüyüp bide eğleniyorlar ben henüz anlayamıyorum o kafayı. Durumun amacı birbirinden ilginç kostümleri incelemek falanken ben teyze modunda ayy yazık üşüyecek, üşüdü, üşümüyor mu ki? gelgitlerindeydim :)

5.10.12

Brooklyn Bridge


 

 Hello blog ;) post yazma sıklığımda rekora koşmuşum resmen :)





Post yazmak için ilginç bi gün seçmişim, bunca zaman sonra hemde o yüzden sadece Brooklyn Bridge fotoları koymayacağım, iki kelam edesim var!




Bugün şöyle bişey yaşadım. Elin amerikalısı Suriye ile büyük sorunlar yaşadığımızı ve savaşmak üzere olduğumuzu söledi gayet kendinden emin bi şekilde hemde ve bu cümleyi de gayet yerli yerinde kullandı çok olağan bişeymiş gibi.Ortamdaki tek Türk olarak kendimi çok garip hissettim. nasıl tarif edebilirim bilmiyorum ama ona içimdekileri sölememek için zor tuttum kendimi gerçi ingilizcem bir tarih profesorüyle bunu tartışacak durumdaymış gibi milli duygularla biran havaya girmiş olsamda sustum. Bugün taksimde savasa hayır yürüyüşünde susmayan binlerce insan olması hala umut veriyor. Bizim bile olmayan bi uydurma savaş için -ki bizim olsa ne olur savaş olmasın- bir kişi bile ölmesin, biz artık bu pis elleri itelim üstümüzden umarım...




İşte bu da Brooklyn Bridge,  manzarası şahane. Manhattan'dan yürüyerek Brooklyn'e geçip orada da Brooklyn Bridge Park'a uğrayıp manzaraya manzara katılabilir. Köprüler şehirleri çok güzelleştiriyor bence, keşke boğaz köprüsünü oyle korkunç ışıklandırmasalardı.



 

Bu post böyle alakasız iki konudan oluştu ama ne istiyorsam öle yazdım ve sanırım böyle devam edecek. Nadir post girmemin sebebi hep bazı kalıplara uymaya çalışmak hissiyatı oldu.Ama bundan sonra böyle olmayacak burdan birine gözkırpıyorum ;)



10.8.12

MoMA- The Museum of Modern Art


MoMA -modern sanat muzesi- sanirim burada en cok sevdigim muzelerden biri oldu. Sanirim modern sanattan daha cok anliyorum :) Herseyden once binanin mimarisini cok hos buluyorum. Daha sonra en cok ilgilendigim bolum tasarim, islevsel mobilyalar oldu. Gercekten cok orjinal fikirler vardi. Ama malesef, gercekten etkilenmis olmaliyim ki bi tanesinin bile fotografini cekmemisim :( bakip, incelemekten aklima gelmemis, ama cok isterdim burada yayinlansinlar. Belki bir dahaki sefere 2. bir MoMA postunda olabilirler. 




Bu asagidaki tablo en cok begendigim. Bana sonsuzluk ve gerceklik hissi verdi ve de sanirim bolca hüzün.



Asagidaki sandalye duvarda asili duruyor, ilgincti.









P.S. Evet biliyorum son postta, bu postun konusu farkli olacak demistim ama o konuyu hala toparlayamadım. umarim daha sonra toparlayip yazacagim.

1.8.12

Anilar simdi gozumde canlandilar 2

Yeni bir anilar simdi gozumde canlandilar bolumune hos geldiniz ne yazik ki bu anida icler acisi :)



Gene ilk geldigim hafta (iste ne olduysa ilk haftalar olmus) deli gibi ev ariyoruz. Ve dusunun, tamam New York! ama neresi iyidir, neresi bize goredi, hangi kisminda kimler oturur, neresi kesemize uygundur sadece ustun koru biliyoruz. Ev aramalar genelde su siteden oluyor http://newyork.craigslist.org/ . Iste bizde ilanlara bakiyoruz uygun bulduklarimizi ariyoruz evi gormek icin sozlesiyoruz falan derken gene boyle telefonla konustugumuz birinin verdigi adrese gittik.

Bu noktada hemen burada ki cok onemli bir gercegi aciklamak istiyorum. Ancak burada bi sure yasayinca anlasilabilecek birsey bu, siyah ve beyaz insanlarin burada ki durumu. Evet ben buraya gelmeden once oyle cok buyuk bir farklilik oldugunu dusunmuyordum ama burada bariz bir sekilde ozellikle ev ararken, fiyati daha yuksek olan yerler siyah insanlarin yogunlukta yasamadigi yerler (mahaller diyelim). Gene bir minik aciklama yapmaliyim bizim kullanigimiz bir kelime varya onu kesinlikle kullanmiyorsunuz siyah diyebiliriz, ingilizce olarakta black diger kelimenin ingilizcesini (hani bizde bi biskuvi var o isimde iste o kelime ingilizcesi oluyor ki o biskuviyi bi arkadasim sayesinde kalabalik bir yerde yemek gibi bi gaflette bulunduk bitince benim aklima geldi Allahtan kimse gormeden bitmisti!) asla ve asla kullanmiyoruz en buyuk hakaret olarak algilaniyor. O kelimeyi de neden burda kullanmamak icin size ve kendime bu kadar eziyet ettim bilemiyorum :p sanirim aliskanlik!



Aslinda gene bi aciklama yapmak istiyorum bu siyah ve beyaz konusu benim bu blogu actigim andan beri en cok yazmak istedigim konu. Cunku en cok sasirdigim, en sakli gercek bu, buradaki. Nasil sakli? asla ve asla dilendiremezsiniz hic kimseye sen siyahsin sen beyazsin diyemezsiniz bu suc yani irkcilik suc. Ama soyle de bi sacmalik var is basvurularinda bile irkinizi soruyorlar isaretlemek zorunda olmasaniz da. Ev ararken de muhitin 'etnik durumunu' emlakciya sormaniz cok normal. Aslinda dedigim gibi siyah ve beyaz konusu cok ayri bir post olmali burada ufaktan bir giris yapmis olayim cunku yapmazsam yasadigim sey anlasilacak gibi degil. Ve aslinda cok hasas bir konu oldugu ve oradan cok acimasiz gelebilecegi icin aciklama yapmak zorundayim. Ve en onemli aciklama su ki 'bunlar benim fikirlerim degil' bunu altini cizerek belirteyim buradaki gunluk hayattaki duzen bu.

Evet simdi devam edelim, gittik gorusmeye, siyah bir genc bizi bir apartmana cikardi, biz cikarken apatmanda kapisini acip bize bakan insanlar oldu ve tabi onlar da siyahti ve de bakislarinda oraya bilmeden geldigimizi anlamis olmalari vardi. Bu noktada biz o merdivenleri cikarken dusunmedigimiz bir durumun icinde bulduk kendimizi. Tamamen siyahlarin yasadigi, ev fiyatlarinin cok da yuksek olmadigi bir bolgeye dusmustuk ve merdivenlerden cikmis bulunduk. Neyse eve baktik bi yandan da, ben ne ev ne bisey gordum, bakmadan gitmek de olmaz, bir de saskinlik ve oraya yanlislikla dusmus olmamizin telasini gostermemeye calisma endisemiz var. Ben o dakikalar nasil gecti hic bilmiyorum. Tek istedigim oradan sag salim cikmakti. Tesekkur ettik, ciktik hizlica mahalleden uzaklastik, ama ben o gunku korkumu hic unutmuyorum. Tabi sonra bu isler nasil oluyor, bolgeler, ev fiyatlari nasil belirleniyor ogrendik. Yabanci oldugunuz bir ulkede en onceliginiz guvenlik gerisi sonra geliyor.



Dedigim gibi bu postta cok detaya girmeyecegim, ama detaya girmezsem de cok anlasilmayacak, o yuzden bir sonra ki post tamamen siyah ve beyaz meselesi olacak. Ve bu konuyu cok da rahat yazamiyorum, o yuzden sanirim biraz kopuk oldu cumleler.

P.S. fotograflar cocuklarin minik seramiklere yaptiklari resimler ve yazdiklari mesajlardan olusuyor West Village'de.

P.S.2: hayir gittigimiz yer Harlem degildi :) Harlem'i Turkiye'den de biliyorduk tabi bir cok kisi gibi.



9.7.12

Central Park esliginde beslenme mevzusu :)

Son yayin tarihine bakiyorum ve cok utaniyorum bide soyle planli olacagim boyle de seyler yapacagım demisim piii rezalet :) ama blog haricinde tembellik gitti sayilir iyi durumdayim bloga duzenli post girme meselesi icin hic atip tutmiyim simdi :P ve konumuza gecelim hemen :)



Oncelikle yeme icme meselesi yabanci bir ulkede sanirim en buyuk sorun hele abd de daha buyuk bir sorun cunku hersey katkı maddeli, asiri yagli, asiri tuzlu ve olaganustu sekerli. yani kisaca ne zararliysa hepsi bol miktarda mevcut. ben bunu hic anlayamiyorum insan hayatina genel olarak cok onem verilen bir ulkede neden bu kadar sagliksiz beslenme aliskanligi yerlesmis?!



Kisaca ilk geldigimde cok zorlandigim simdi iyice saglikli yasamin yolunu kesfettigim konulara deginecegim.



Bir kere ilk supermarket deneyimi basdondurucu oluyor abur cuburda sinir tanimamislar neler yapmislar o cipslerin kac bin cesidi sekerlerin cikolatalarin ne turleri aman allahim abur cubur seven biri rahat kendini kaybeder. Ben neyseki abur cubur olarak bir tek cips seven biriydim dim diyorum cunku son bir aydır yemiyorum hele hele son gunlerde okudugum birseyle iyice igrendim. o cok sevdigimiz bir paket cipsin icinde olmus bir kopegi mumyalayacak kadar katki maddesi varmis oo yooo! tamam zararli oldugunu tabiki biliyordum ama aman tek zararli aliskanligim bu olsun napiyim diyordum ama simdi cok igrendim. dusunsenize o yedigimiz katki maddeli seyler yuzunden cesedimiz daha uzun surede curuyecek (aa bi dk bu fena degilmis aslinda :P ) yani su aralar tamamen katki maddeli seylerden uzak duruyoruz biz ailecek.





En onemli kuralimiz paketli hic bisey almamak. ki bu burada insani bir hayli zorlayan bir konu yemek kulturu tamamen hazir seylere odaklanmis paketi ac yap tabi o her paketin icinde milyon tane katki maddesi var. hemen bunu dusunuyor ve o paketlerden uzaklasıyoruz. :)

Tavuk eti konusu var ki cok hassas bi konu tavukların tavuk oldugunu dusunmuyorum hic mi tadi olmaz Turkiyedekiler kesinlikle boyle degildi. simdi napiyorum organik ve antibiyotiksiz tavuk aliyorum evet tadi var. tabi biraz fiyat farki var ama digerini hic yememek her acidan daha iyi. yumurtada ayni sekilde berbat yapay biseydi gene organik kullanmaya basladim ve yumurtadan tad aldik tavsiye ederim. sebze meyvede de ayni yoldayiz. yani kısaca bu aralar bu islere cok fena sardik :)




sekeri hayatimizdan cikardik az tuzlu az yagli katki maddesiz organik yasama merhaba dedik :) Umarim bundan sonrada boyle devam eder.

Bu postu Central Park ile susledim ki cok da karamsarliga kapilmayalim ve saglikli yasamak icin istekle dolalim :)

12.5.12

Anilar simdi gozumde canlandilar, part1: trafik

Anilar simdi gozumde canlandilar adli bolume hos geldiniz, kac gundur bu sarkiyi soyleyip duruyorum bu hareketin basligi da boyle bisey oldu haliyle :)



İlk olarak trafikteki bir aniyla baslayacagim ve sonra trafik kurallarinin burdaki boyutlarini gozler onune serecegim efendim :)

İlk geldigim haftaydi daha etrafa balik gibi bakiyorken market donusu ilk polis cevirmesiyle karsilastim. Soyle oluyor polis bey arabasinin isiklarini yakiyor ve o aci sirenini otturuyor hemen arkanizda ve siz hemen saga cekmek durumundasiniz. Saga cektiniz ya arabanin icinde elleriniz gorunecek sekilde yukarda kalmak durumunda ve asla ama asla arabadan inmek gibi bi gaflette bulunamiyorsunuz sakin denemeyin de!



Simdi araba durdu beyim korkma dediyse de ben tavsan moduna baglamistim tabi o arada hemen ( ki hic sogukkanli bi insan degilim kalktim buralara geldim bu halimle! ). Polis beyin bir eli belindeki silahinda, bir elinde fener arabanin icine icine bakiyor gelde korkma direk azili suclu muamelesi tabi.  Sonra belgeler falan istedi yuzumuze iyice bakti buyuk bir ciddiyetle ben dedim tamam sinirdan gectim ama buraya kadarmis bu kadar ciddiyete kesin bisey var kesin sinir disi edilecegim :) Polis bey arabasina gitti biz kimildamadan bekliyoruz ama ben onbin senaryo yazdim oynatiyorum bizi :) ve aklima gelen en korkuncu simdi ya islemler icin falan gotururlerse beyimi ne olacak kimseyi tanimiyorum, New Jersey'deyiz ve toplu tasima diye bisey yok ve anliyorum ama konusamiyorum modundayim :) Neyse polis geldi arabanin biseysi odenmemis burda arabalarin odenecek o kadar cok seysi oluyor ki bu unutulmus ve onca zaman hicbisey olmamis ama benim gelisimin 4. gununde olacagı tutmus nasil bi sans ama :)



Oyle cok korktum ki sonrasinda arkada polis arabasi belirse titriyodum (simdi alistim artik :p ). Burda trafik kurallari cok cok ciddi. Kimsenin gozunun yasina bakmiyorlar bildiginiz ceza manyagi oluyorsunuz. Biz olduk ve artik arabamiz yok cok rahatiz. New York disinda evet arabasiz olmak imkansiz ama New York'da cok gereksiz park edecek yer bulamiyorsunuz, park icinde bir suru ceza yeme olasiliginiz cok yuksek. Biz New York'a yeterince katki sagladik odedigimiz cezalarla :) Yani bi kere sansiniz yaver gitti bi olayi polise yakalanmadan atlattiniz diyelim, ikincide yakalanmaniz cok yuksek hemen bitiyorlar arkanizda. O isiklar o siren hemen yaniyor aman aman korkulu ruyam benim :) ve belli bi ceza puani limiti var gectiniz bitti ehliyete veda.
Yedigimiz bazi cezalardan ornekler;
Arabayi park etmek icin yer ararken kemer cikarilir ve hop ceza ama ama ama ben park yeri ariyorum evimin sokagindayim yok dinlemiyor ode!
Buraya park ettim ama 10:00 da temizlik araci gececekmis saat 10.05 aaa ceza yemisim 5 dk ile hadii ode!
Onumde okul araci varmis durmustum ama zaten karsi seritteyim hic mi hareket etmemem gerekiyordu hadiii cift ceza bu sefer ode!


Evet school bus konusu cok ciddi durunca isiklarini yakip dur tabelasini cikarinca kapatana kadar hic bisekilde hareket edemezsiniz. Aslinda tabi cok guzel bi uygulama zaten hepsi cok guzel dee Turk mantigiyla alismak zor oluyor biraz :) o yuzden ilk zamanlar cok ceza yiyorsunuz. Cunku yaptiginiz bir hatayi polisin gormeme olasiligi cok dusuk zaten gorurse bi mazeretiniz olamiyor. Kurallar bu kadar agir ve uygulamalar bu kadar ciddi olunca isterseniz trafik canavari olunda gorelim. Alkollu araba kullanmak icin gercekten akil sagligini kaybetmis olmak gerekiyor!

P.S. fotograflar West Village'den, school bus alinti.